Samsun
Şehir Reh beri
GENEL BİLGİLER Yüzölçümü: 9.579 km²
Nüfus: 1.158.400 (1990)
İl Trafik No: 55
Karadeniz Bölgesinde yer alan Samsun, doğal tarihi ve
kültürel zenginlikleri, deniz, kara, hava, demiryolu
ulaşım olanakları ile bölgenin turizm potansiyeli en
yüksek kentlerinden biridir. Anadolu'nun savunulmasını
planlamak amacı ile Atatürk'ün 19 Mayıs, 1919'da gelmesi
ile Samsun, Türk İstiklal Savaşı'nın başladığı yer olma
özelliği ile önemini her zaman korumuştur.
İLÇELER:
Samsun ilinin ilçeleri; Alaçam, Asarcık, Ayvacık,
Bafra, Çarşamba, Havza, Kavak, Ladik, Ondokuzmayıs,
Salıpazarı, Tekkeköy, Terme, Vezirköprü ve Yakakent'tir.
Alaçam: Samsun'un 78 km batısında bir sahil
kasabasıdır. İlçenin Geyikkoşan sahili, temiz kumsalı,
çınar, kavak ve taflan ağaçlarından oluşan koruluğu ile
denize girmek için idealdir.
Asarcık: İl merkezine 44 km. güneyinde yer alır.
İlçede bulunan Gökgöl Cami (1180) ahşap cami mimarisi
tarzına güzel bir örnek teşkil etmektedir.
Bafra: İl merkezine uzaklığı 51 km.dir.
İlçedeki kaya mezarları, camiler, hamamlar ve çeşmeler
görülmeye değer eserleridir.
Çarşamba: İl merkezine uzaklığı 37 km.dir.
İlçede ilk Tunç çağı yerleşmeleri olan Tepecik,
Kilise Tepe, Tünbü Tepe höyükleri tespit edilmiştir.
1206 yılında yapılan Göğceli Cami Anadolu ahşap
mimarisinin en güzel örneklerinden birini
oluşturmaktadır. Caminin en önemli özelliği hiç çivi
kullanılmadan yapılmış olmasıdır.
Havza: İlçenin Samsun'a uzaklığı 86 km' dir.
İlçede termal turizm de önemli bir yere sahiptir.
İlçede yapılan arkeolojik araştırmalar sonucu çok sayıda
höyük ve tümülüs saptanmıştır.
Ladik: İlçenin Samsun'a uzaklığı 82 km.dir.
İlçe merkezine 10 km. uzaklıktaki Hamamayağı (Ladik)
kaplıcasının suyu Türkiye'deki birinci dereceden önemli
ve öncelikli kaplıca suyu olarak belirlenmiştir.
Ondokuzmayıs: İl merkezine 33 km uzaklıktadır.
Nebyan ormanları ve çevresi doğal güzelliğinin yanı sıra
ilçede yapılan yayla şenliklerine de mekan oluşturur.
Bölgenin en temiz denizi ve kumu ilçenin Yörükler
mevkiindeki sahilinde yer alır.
Kavak:
TARİHİ:
Kavak ilçesinin tarihi oldukça eskidir. İlçe
merkezinin kuzeyine kalan kaledoruğu Höyüğünde 1942
yılında yapılan araştırmalarda M.Ö. 3500- M.Ö. 2000
yıllarına ait eserlere rastlanılmıştır. Bu verilere göre
Kavak İlk Tunç Çağından bu yana yerleşim yeridir.
Kaledoruğu höyüğünde Genç Helenistik, Roma, Bizans,
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserler rastlanması
ise bu yerin hem yerleşim özelliğini, hem de burada
yerleşim sürekliliğini göstermektedir.
Hititlerin egemenliğinden sonra Kavak, M. Ö.
1200'lerde Friglerin, M.Ö. 7. yy. da Milletlilerin
egemenliği altına girmiştir. M.Ö. 333 yılında
Pontusların elinde olan Kavak'a daha sonra Romalılar
hakim olmuştur.
Daha önce Yahudiliği tanıyan halk, I.yy da İsanın
havarilerinden AzizAndre ve Pier'in bölgeye gelmesiyle
Hıristiyanlıkla tanışmıştır. Müslümanlar Abbasiler
döneminde (750-1258) Malatya-Tokat üzerinden Karadeniz
kıyılarına uzandılar ve İslam dinini burada tanıttılar.
1071 Malazgirt Savaşından sonra Selçuklular döneminde
Rükneddin Süleyman'ın Tokat meliki olduğu zaman bölge
Selçukluların eline geçti.
Osmanlılar döneminde ise Yıldırım Beyazıt Han
Anadoluda birliği sağlamak için bölgeyi
İsfendiyaroğullarından almıştır.
1418 Çelebi Mehmet döneminde ilçe tamamen
Osmanlıların eline geçti. Kavak'ın bundan sonraki tarihi
Osmanlı tarihi içinde gelişimini sürdürmüştür.
1518 tarihli bir Osmanlı Tapu defterinde Kavak'ın
Samsun Sancağına bağlı bir karye (köy) olduğu
görülmüştür. 1839 yılında merkez ilçeye bağlı bucak
olmuştur. 1934 yılında da Bucak teşkilatı ilçe
Teşkilatına çevrildi.
SOSYO-EKONOMİK YAPISI:
Kavak ilçesinin ekonomisi tarım ve hayvancılığa
dayanır. Tarım alanında en çok buğday, mısır, yulaf,
arpa gibi tahıl ürünleri yetiştirilir. Ayrıca,
şekerpancarı, tütün, patates ekimi de yapılmaktadır.
Yüksek kesimlerdeki köylerde yaşayan halkın geçim
kaynağı ise büyük ölçüde orman ürünleridir.
İlçede sanayi ise genellikle kireç, tuğla ve kiremit
üretimi şeklinde gelişmiştir. KÖY-TUR A.Ş. Tavuk Üretim
Tesisleri de ilçedeki önemli ekonomik kuruluşlardandır.
ULAŞIM :
Kavak Orta Karadeniz'i İç Anadoluya bağlayan
Samsun-Ankara Devlet Karayolu üzerindedir. Samsun'a
uzaklığı 51 km. olan ilçeye ulaşım kolayca
sağlanabilmektedir.
TARİHİ VE KÜLTÜREL DEĞERLERİ:
Kaledoruğu Höyüğü: 1942 yılında Müzeler ve
Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından ön kazı yapılmış, sit
alanı olarak koruma altına alınmıştır. Burasının
Bakırçağında önemli bir yerleşim yeri olarak,
kullanıldığı, Hititlerin yayılma ve genişleme
dönemlerinde de stratejik konumu nedeniyle Amasya-Samsun
yolunu denetleyebilmek için bir nevi garnizon olarak
kullanıldığı tahmin edilmektedir. İlk kazı
çalışmalarında Geç Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve
Osmanlı dönemi kalıntılarına rastlanmıştır.
Taş Han (Çakalı Hanı) : Eski Ankara- Samsun
yolu üzerinde Çakallı mevkiinde bulunan hanın Selçuklu
yapısı olduğu anlaşılmaktadır.
Bekdemir Köyü Cami: tamamen ahşap malzemeden
yapılmış olup, içerisinde kök boyalı süslemeler vardır.
Çevresinde daha önceden bir medrese olduğu
bilinmektedir.
Çakallı Köprüsü: Çakallı mevkiinde Çakallı
çayı üzerine kurulmuş olan köprü iki gözlüdür.
YEMEKLER:
Kavak yöresinin en meşhur yemeği kaz etiyle yapılan
selittir. Kazın eritilen yağına batırılmış yufkalarla
içinde kaz eti bulunan bulgur pilavı birlikte yenir.
Salıpazarı:
TARİHİ:
Terme ve Çarşamba ilçelerinde Alanyaykın, Düzköy ve
Bereket köylerinin birleşmesiyle 1973 yılında Belediye
olmuştur. 1987-88 yıllarında da ilçe teşkilatı kurularak
Samsun'a bağlanmıştır.
I. Dünya savaşından önce yörede Türk köylerinin
yanında Rum, Ermeni ve Gürcü nüfusunun yaşadığı
bilinmektedir. I. Dünya savaşı sırasında özellikle
Ermeni çeteleriyle Türk halkı arasında çatışmalar
yaşanmıştır. Ancak; Türk halkının mücadelesi sonunda
Ermeniler bölgeyi terketmek zorunda kalmıştır.
ULAŞIM:
Samsun'dan Salıpazarına ulaşım Çarşamba ve Terme
ilçeleri üzerinden olmaktadır.
TARİHİ VE KÜLTÜREL DEĞERLERİ:
Garpu Kalesi: Cevizli - Konakören köyleri
arasında yeralmaktadır. M. Ö. 7. yy'a ait olduğu ileri
sürülmektedir. Bir rivayete göre Amazonlara aittir.
Klasik anlamda bir kaleye benzememektedir. Giriş kapısı
kayadan oyularak, yukarı çıkma merdivenler ise kayaları
yontmak suretiyle yapılmıştır. Kalede üzeri taşla
kapatılmış iki kuyu bulunur.
YEMEKLER:
İlçenin kendine özgü yemek çeşitleri vardır.
Bunlardan bazıları kısaca anlatıldıkları gibi
yapılmaktadır. Zagi Yani: Koyun eti, un, pirinç, tere -
yağı, ceviz, höğmen, çorotu, safran, pul biber, sarımsak
karıştırılarak yapılır. Makaktu: Taze fasulye, ceviz,
yeşilkinzi, sarımsak, koruk, irhan gibi malzemelerle
yapılır. Bileki Ekmeği: Mısır unu kaynar su ile yoğrulup
üzerinde defne ve tahnal yaprakları serilir ve öylece
pişirilir. Çerkez Pastası: Mısırunu, süt, yumurta ve
tereyağı ile pişirilip, üzerine et kavurması konularak
yenir.
Tekkeköy:
TARİHİ:
Tekkeköy ve civarında yapılan araştırmalar sonucunda
paleolitik dönemden itibaren yerleşimin varolduğu
öğrenilmiştir. Tekkeköy'ün hemen güneyinde yer alan bu
yerleşim M.Ö. 600.000 - 10.000lere tarihlenmektedir.
İlçedeki araştırmalarda Hitit dönemine ait katmanlara
rastlanmıştır. Friglere ait kalıntılar da bulunmuştur.
Yöre M.Ö. 3.yy ortalarında Pontus devletinin sınırları
içine girmiş, daha sonra sırasıyla Roma, Bizans ve
Anadolu Selçuklu devletinin eline geçmiştir.
Selçuklular Anadoluya geçmeye başladığı zaman Bizans
devletinin egemenliği altında olan bu yöreyi Türklere ve
İslamiyete açmak için, bölgenin önemini de dikkate
alarak büyük Türk velisi Şeyh Zeynüddin'i buraya
göndermiş ve bir Tekke kurmuşlardır. Tahminen 1250 -
1330 yılları arasında yaşayan Şeyh Zenüddin kurduğu
tekkede yolcuları, düşkünleri,, fakir fukarayı kazan
kurarak doyurmuştur. TEKKEKÖY adının buradan geldiği
söylenmektedir. 1399'da Tekkeköy Osmanlı egemenliğine
girmiştir. 1402 Ankara savaşından sonra Kubatoğullarının
eline geçmiştir. 1419'da Çelebi Mehmet Tekkeköy'ü tekrar
Osmanlı topraklarına katmıştır.
Osmanlılar döneminde burada Türkler ve Bizans
döneminden kalma Rum halkı barış içerisinde
yaşamışlardır. Ancak I. Dünya savaşı sırasında Türk ve
Rum halkı arasındaki barış bozulmuştur. Kurtuluş savaşı
sonrasında yapılan Lozan Antlaşması gereği buradaki Rum
halkı Batı Trakya Türkleriyle yer değiştirmiştir.
ULAŞIM:
İlçeye ulaşım genellikle karayolu ile yapılır.
Samsun'a uzaklığı 14 km.dir. Samsundan Tekkeköye her an
araç bulmak mümkündür. İlçeye demiryolu ile ulaşmakta
mümkündür.
TARİHİ VE KÜLTÜREL DEĞERLERİ:
Tekkeköy ören yerleri: Hitit ve tunç çağı
dönemlerine ait buluntular ele geçmiştir. Bu
buluntulardan; çarkta çekilmiş deve tüyü, al renkli
keramikler çoğunluktadır. Burada bulunan mezarların ilk
Tunç çağına ait olduğu saptanmıştır. Bu mezarlardan
çıkan eşyaların Anadolu da bir benzerine daha
rastlanmadığı belirtilmektedir.
Tekkeköy Mağaraları: Kalkolitik dönemi
sergileyen yerleşim yerleridir. Bu mağaralar doğal
oluşmuş ufak mağaraların genişletilerek ve oyularak
iskan edilmesi sonucu meydana gelmiştir.
Şeyh Yusuf Zeynüddin Camii ve Türbesi: Şeyh
Yusuf Zeynüddin, Anadolu Selçuklu Devleti zamanında
yaşamış büyük İslam velisidir. Gavs-ı Azan Şeyh
Abdülkadir-i Ceylani Hazretlerinin torunudur. Camii
kendisi tarafından 1285 yılında yapılmıştır. Türbesi ise
bu caminin bahçesinde yeralmaktadır.
Kültürel özelliklerini korumakla birlikte,
diğerleriyle de kaynaşmıştır.
YEMEKLER:
Yöre yemekleri arasında Kazlı Pilav, Etli Yufka,
Fırın Kebabı yaygın olarak yapılmaktadır. Tekkeköyde
hamsili yemeklerde yapılmaktadır. Bunlar; hamsi tava,
hamsili pilav, hamsili ekmek, kiremitte hamsi gibi
yemeklerdir.
Vezirköprü: İl merkezine uzaklığı 116 km.dir.
Fazıl Ahmet Paşa Camii ve Bedesteni ile Taşkale Camii
ilçedeki önemli eserlerdendir.
Yakakent: İl merkezine uzaklığı 84 km. dir.
İlçe doğal güzelliklerin zenginliği ile göze çarpar. Çam
ormanları ile kaplı yeşil tepeler, masmavi sularla
buluşur. Yakakent sahillerinde denize girmek için ideal
doğal plajlar ormanla iç içe uzanmaktadır. |